Yemek yeme bozuklukları, hastaların yeme alışkanlıklarını, düzenlerini ve bunlarla ilgili düşüncelerini ve duygularını çok ciddi şekilde bozan ve aksatan hastalıklardır.

Herkesin kendi vücuduyla ve kilosuyla ilgili algılamaları vardır. Özellikle kilo algısı yeme bozukluklarının çıkış noktasını oluşturur.

Kişinin kendi vücuduyla ve kilosuyla ilgili yanlış bir algıya sahip olması yeme bozukluğu sorunu yaratır.Bilişsel, duygusal, davranışsal etkenler de bireyin kendi vücuduyla ilgili yargısını etkiler.

İki ana tip yeme bozukluğu vardır: anoreksiya nervosave bulimia nervos. Bu gruba sonradan tıkanırcasına yeme bozukluğu eklenmiştir.

Anoreksiya Nervoza: Anoreksiya’da, gıda alımı neredeyse hiç yemek yemeyecek kadar azalmıştır. Aşırı kilo kaybı söz konusudur ve kilo almaktan veya şişman olmaktan çok fazla korkulur.

Kilo ve bedenle ilgili çok rahatsızlık duyulur; bu rahatsızlık kendini sürekli olumsuz değerlendirmeye sebep olur.

Bulimia Nervoza: Bulimia’da tıkınırcasına yeme nöbetleri vardır. Bir yandan da tıkınırcasına yemeyi telafi edecek; aşırı diyet yapma ya da hiç yemek yememe, kusma, aşırı egzersiz yapma, lavman vb. başvurma gibi davranışlar mevcuttur. Kendini algılama ve değerlendirme sadece beden ve kiloya bağlıdır.

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu: Tıkınırcasına yeme nöbetleri görülür. Bu nöbetlerde, belirli bir zaman içerisinde (genellikle 2 saatten az sürede), çoğu insanın o zaman ve koşullar içinde yiyeceğinden somut şekilde çok daha fazla miktarda yemek, adeta kontrol edilemez şekilde yenir.

Yeme bozuklukları tedavisinde ise mutlaka bir uzman öncülüğünde ilerlenmelidir. Bu uzmanın bir psikiyatri uzmanı olması önerilmektedir.

Hastanın durumuna göre diğer dallardan ( dahiliye vb. ) yardım alınması gerekebilmektedir. Tek bir tedavi yaklaşımından çok bir çok yaklaşımın bir araya gelişi ile hastaya yardımcı olmak uygun olur.

Özellikle psikoterapi bu tür bozukluklar için olmazsa olmaz denilebilir.