15.yüzyıldan bu yana değeri her geçen gün artan kahvenin kökeni Etiyopya ve Arabistan’a
dayanmaktadır.

KAHVE; Rubiaceae familyasının Coffea cinsindeki ağacın, meyve çekirdeğinden hazırlanan bir içecektir.

Coffea cinsindeki ağacın birçok türü olsa da, ekonomik anlamda en önemlisi; Coffea Arabica (Arap Kahvesi)dir. Tarımı yapılan ilk kahve türü de yine Arap kahvesidir.

Geçmişte Arabistan’da yetiştirilen bu tür günümüzde Latin Amerika, Asya olmak üzere birçok ülkede
yetiştirilmektedir.

Bazı insanların olmazsa olmazı, bazı insanların sabah uyarıcısı, bazı insanların ise gün içerisinde aklına gelmeyen kahvenin sağlık üzerinde birçok etkisi vardır.

Günde 2-3 fincan tüketilen orta düzey kahvenin yetişkinler üzerinde herhangi bir olumsuz etki gözlenmezken SAĞLIK ÜZERİNDEKİ FAYDALARINA DAİR BAZI ÇALIŞMALAR da
bulunmaktadır.

Kahvede doğal olarak bulunan kafein, uyanıklık durumunu ve KONSANTRASYON’U arttırmaktadır.

Orta düzeyde düzenli kahve tüketimi TİP 2 DİYABET gelişme riskini önemli oranda azaltabilmektedir.

Kafeinin kısa vadede tansiyonu arttırdığı ortaya konmuş olsa da, çalışmalar düzenli kahve tüketiminin HİPERTANSİYON RİSKİ üzerinde OLUMSUZ ETKİSİNİN OLMADIĞINI ortaya koyuyor.

Kahve tüketiminin BİLİŞSEL ZAYIFLAMANIN hafifletilmesi ve ALZHEİMER’a yakalanma riskinde azalma ile ilişkili olabileceğini gösteren çalışmalarda gün geçtikçe artmaktadır.

Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi(EFSA), DÜŞÜK MİKTARDA KAFEİNİN HAMİLELİK SIRASINDA güvenli olduğunu belirterek, gün içindeki toplam maksimum kafein düzeyinin 200 mg ile sınırlı tutulmasını tavsiye ediyor.

Kahvenin sağlık üzerindeki etkilerini okuduktan sonra günlük en az 1 fincan keyif kahvesi içmeyi alışkanlık haline getirebiliriz.