Partisine gönül vermiş, hizmet etmiş her üyenin aday adayı olma hakkı vardır.

Bu gayet doğaldır, aynı zamanda demokratik bir olgudur.

Ancak bazı aday adaylarını incelediğimizde, adaylık için olması gereken kriterlerden sadece bir kaçının uyduğunu gözlemleyebiliyoruz.

O zaman ben üç şey düşünürüm.

Ya bir sonraki süreçte farklı bir adaylık için kendisine zemin hazırlaması.

Ya da aday gösterilemese de kazanan aday ile birlikte oluşacak yeni sistemde kendine iyi bir konum bulabilmek.

Ya aday adayı olan kişinin etrafındakiler ona ‘henüz her şey kitabına uygun değil, onun için biraz daha beklemen gerekir’ demediği için, belki de kaba tabir ile ‘gaz’ verdiği için adaylık konusunda inancı tam olarak hatta bu süreçteki yerini bilemeyerek aday adayı oluyor.

İlk şık bana çok doğal geliyor. Siyasette böyle durumlar olumlu karşılanır.

İkinci seçeneğin de biraz kurtarır yanı var. Bir işe gönül ve emek vermişsen takdir edilen görev hak ediştir.  

Ancak son düşüncenin çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum.

Bu tür aday adayları kendisini yıprattığı gibi partisi içinde de itibar kaybına neden olabilir.

Bu yanılgıya düşmemeleri için bir kez daha düşünmeleri ve kendilerine dışarıdan objektif bakabilme erdemliliği göstermeleri gerekir.

Saygılarımla.