54 il’den büyük, Türkiye’nin müstakil en büyük ilçesi olan Tarsus’un Mersin’in alt birim belediyesi olması durumunda “Tarsusluluk” bilinci ortadan kalkmaz mı?
Hükümetin on yıldır ‘yapacağız’ dediği sahil bandı, havaalanı ve diğer yatırımların kaymağını tamamen Mersin’li mi yiyecek?
HÜKÜMETİN uzun zamandan bu yana gündeminde olan; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın özel isteği doğrultusunda hazırlandığı kamuoyuna duyurulan yeni yasaya bağlı olarak Tarsus’un Mersin’in alt birim belediyesi olmasıyla ilgili tartışmalar tüm hızıyla devam ediyor.
Büyükşehir belediye sınırlarının genişletilmesi, belde belediyelerinin kapanarak ilçe belediyelerinin mahallesi konumuna düşürülmesi ve büyükşehir sayısının arttırılmasının gündemde olduğu şu günlerde çıkacak olan yasanın Tarsus’u nasıl etkileyeceği, Tarsus kamuoyunda iyiden iyiye tartışılmaya başlandı.
AKP hükümetinin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana gündemde olan, tüm siyasilerin “bu projeler tamamlandığında Tarsus’un kurtuluşu olacak; ekonomik ve sosyal yönden büyük fayda sağlayacak” dediği, fakat hala tamamlanamayan sahil bandı ve havaalanı gibi devasa projelerin bitirilmesinin ardından gelirlerinin nereye akacağı ve Tarsus’un Mersin’in alt birim belediyesi olması durumunda bu projelerin nasıl adlandırılacağı merak uyandırmaya başladı.
Öyle ki,
Türkiye’nin en büyük havaalanı Tarsus’un sınırları içerisinde yapılmaya başlanacak olmasına rağmen, ihale süresi boyunca ulusal medyada Tarsus’un adı dahi geçirilmedi ve direk olarak “Adana-Mersin arasına Çukurova Bölgesel Havaalanı yapılacak” dendi…
Düne kadar sahil bandı projesine burun kıvıran Mersin kamuoyu, iş ciddiye binince ve alt yapı çalışmaları başlayınca Tarsus’un önüne geçerek projeyi iyiden iyiye sahiplendi. Peki Tarsus, tamamen Büyükşehir belediye sınırları içerisine dahil olursa, sahil bandı projesinin gerçek sahibi kim olacak? Tarsus mu, Mersin mi?
Bağlanmayla birlikte Tarsus Belediyesi gelirlerinin bir bölümü büyükşehire aktarılacak. Belediye marifetiyle kent merkezine yapılacak büyük projeler için büyükşehirden kesin onay alınması gerekecek. Su ve imar konusunda da yetki Mersin’e geçecek.
Her şeyin ötesinde eğer ki kanun yasalaşırsa en önemli tartışma ise şu an olduğu gibi 2014 yerel seçimleri sonucunda da Tarsus Belediyesi ile Mersin Büyükşehir Belediyeleri’nin farklı siyasi partilerin elinde olması durumunda ortaya çıkacak sonuç olarak gözüküyor…
* * *
Kapanamaz denilen Huzurkent Belediyesi’nin kapanması ile 20 bin nüfuslu beldenin geldiği durum en yakın örnek olarak yanımızda dururken, yasa çıkmadan bir an önce tepki konulması gerekiyor. Aksi taktirde “Tarsusluyuz” demek yerine, “Mersin’in büyük mahallesi olan Tarsus’tanız!” demek zorunda kalırız…Bu nedenle siyasi kimlikleri ve kişisel çıkarları bir tarafa bırakıp tüm Tarsusluların ortak hareket etmeleri gerekiyor…