Mersin Haber / Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, ekonomik durgunluğunda yansımalarıyla da içinde bulunulan durumun, toplum psikolojisine tüketimlerini erteleme eğilimi olarak yansıdığını, bu nedenle üretim, istihdam ve tüketim üçlüsünü dengede tutmak gerektiğini bildirdi.

Aşut, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) önderliğinde Hak-İş, Türk-İş, TESK, TİSK ve Kamu-Sen, TİM, TÜSİAD ile MÜSİAD'ın bir araya gelerek başlattığı “Kriz varsa çare de var” seferberliği ilgili olarak yayımladığı mesajında, üretim, istihdam ve tüketim üçlüsünü dengede tutabilmek için düzenlenen seferberliği desteklediklerini, bu kampanya ile firmaların işçi çıkarmaması, esnafımızın hayatını idame ettirmesi sağlanacağına inandıklarını belirtti.

Ekonomideki zenginliğin daha çok üretim, daha çok istihdam ve daha çok vergiyle oluşacağına dikkat çeken Aşut, “Üretim, istihdam ve tüketim üçlüsünün tüketim ayağı aksamaya başladı. Mevcut durum, toplum psikolojisine tüketimlerini erteleme eğilimi olarak yansıyor. Bu doğal tepki bugün öyle bir hale geldi ki, firmalarımız satış yapamadan kepenk kapatmak zorunda kalıyor. Stoklar erimediği için maliyetler büyüyor. Durum böyle devam ederse, işyerleri kapanacak, işten çıkarmalar artacak” dedi.

İşsizliğin artmasıyla birlikte krizin gerçek anlamıyla kendini hissettireceğini ifade eden Aşut, küresel krizin yarattığı duruma bakarak karamsar olmamak gerektiğini vurguladı.

Türkiye'nin bu zor durumu atlatabilecek gücü sahip olduğuna işaret eden Aşut, şöyle devam etti:

“Gayri Safi Yurtiçi hasılamız yaklaşık 1 trilyon lira. Bu rakamın yaklaşık yüzde 70'i hane halkı tüketimimiz. Yani diğer bir deyişle ekonomimiz enerjisini iç tüketimden sağlıyor. Krizden etkilenen bir çok ülkenin ilk aldığı tedbir ekonomik önlem paketleriyle tüketime devam edilmesini sağlamak ve kendi iç pazarlarını başka ülkeye kaptırmamak. Ekonomik dinamiğini kendi içinden alan Türkiye, bu konudaki avantajını kullandığı takdirde krizi fırsata çevirebilir. Çünkü Türkiye'nin kendine özgü bir ekonomik yapısı var.”

İŞSİZLİK ÜRETİMLE ÖNLENEBİLİR

Hane halkının tüketiminin artırılması ile Türkiye'nin milli gelirinin de otomatik olarak yükseleceğini ifade eden Aşut, “Hane halkı tüketimi azalırsa milli gelirimiz azalıyor. Yani halkımızın işe ihtiyacı var. İş için istihdam için de tüketim yapmak gerekli. Otomotiv sektöründe ulaşım araçlarının yüzde 50'si iç piyasaya satılmış. Tekstil, deri, optik gibi sektörlerimizin büyük çoğunluğu iç piyasadaki tüketime dayanıyor. Eğer üretmeye devam edersek işsizliği çözebiliriz. Üretmek için tüketmek gerekir. Bunun içinde öncelikle karamsarlığı ve umutsuzluğu bir kenara bırakmamız gerek” dedi.

Türkiye ekonomisinin krizin ağır koşullarından tam anlamıyla etkilenmemesinin sevindirici olduğunu vurgulayan Aşut, şunları kaydetti:

“Zor zamanlardan geçiyoruz. Fakat kitlesel işten çıkarmaları yaşamadık. Krizin panik dalgalarıyla yaşantımızı felç etmedik. Üstelik dayanmamız bazı alanlarda bizi avantajlı hale getiriyor. İşveren olarak gücümüze inanacağız. Bugün Avrupa'da satılan her bin otomobilin 62'si, her bin beyaz eşyanın 200'ü Türkiye'de üretiliyor. Tüketici olarak, imkanlarımız ölçüsünde satın almaya devam edeceğiz. Biz de alışverişi kesersek çalışan işçiler işini kaybedecek. Bu yüzden işçilerimiz işini kaybetmemeli. Kısacası hepimiz koşullar ne olursa olsun, daha iyiye ulaşmak için fedakarlık yapacağız. Üretim, istihdam ve tüketim üçlüsü dengede olduğu sürece, korkmamıza gerek yok.”