Yakalandığı amansız hastalığa yenik düşen 55 yaşındaki ses sanatçısı Kurtuluş Türkgüven, sevenlerinin gözyaşları arasında son yolcuğuna uğurlandı. 35 yıllık sanat yaşamında geriye 13 albüm ve 'İstanbul Sokakları, Keskin Bıçak' gibi şarkıları bırakan Kurtuluş, safra kesesinde başlayan ve ardından diğer organlarına yayılan kanser hastalığıyla uzun süredir mücadele veriyordu. Türkgüven, 4 Temmuz 2009 günü kanser tedavisi gördüğü hastanede yaşamını kaybetmişti.

Adana Yüreğir Başkent Hastanesi Morgu'ndan cenazesi alındıktan sonra Kabasakal Mezarlığı'na getirilen sanatçının burada defin işlemleri yapıldı. Bu sırada 35 yıllık eşi Füsun Hanım, çocukları Umut, Elif ve Can, kız kardeşleri, bir kısım sanatçı dostları, "Artık konsere gelin diyemeyeceğiz. Ne güzel elleri var. Bu eller ne güzel besteler yazdı. Bülbül dilleri sustu." şeklinde konuşup, ağıt yaktı.

Birlikte müzik yaptığı veya yakın arkadaşları ile ailesi, İstanbul'daki sanatçı dostlarının Kurtuluş'un cenaze törenine katılmamalarına tepki gösterdi. Türkgüven'in 40 yıllık arkadaşı yerel sanatçı Saboş diye tanınan Sabahattin Şanlıtürk, son nefesine kadar ünlü sanatçının yanında olduğunu belirtti. Kurtuluş'un tedavi gördüğü hastanede kendisine, "Devamlı kim gelecek diye, kapıyı gözlüyorum." dediğini ifade eden Şanlıtürk, "Kurtuluş, bunu hak etmedi. O dünyanın en güzel insanı ve ender bir sanatçısıydı. Türkgüven'in yıllarca ekmeğini yiyip, buraya gelmeyen çok sanatçı var. Bu kişileri şiddetle kınıyorum. Aramızdan ayrılan bu sanatçı hayattayken vefasızlıktan çok yakındı. Yeri doldurulamayacak biriydi." dedi.

Kendisini Kurtuluş Türkgüven'in ağabeyi olarak tanıtan sanatçı Fahri Işık da Türkiye'nin çok değerli bir sanatçıyı kaybettiğini vurguladı. Işık, özellikle Çukurova'da yetişen dostlarının onu hatırlamamasının üzüntüsünü yaşadıklarına işaret etti. Tiyatro sanatçısı Ercan Kont ise Kurtuluş'un sanat aleminde insan olarak kalabilen az sayıdaki kişilerden birisi olduğunu kaydetti. O'nun sanat camiasında ve insani ilişkilerinden hep 'bencilsiz ve öz' olarak davrandığına dikkat çeken Kont; "Böyle bir gününde O'nun dostları burada olmalıydı." siteminde bulundu.

Eşi Füsun Hanım da 35 yıllık hayat arkadaşının vefatından büyük üzüntü duyduğunu aktardı. Kanser tedavisi gören Kurtuluş'un öleceğini düşünmediğini belirten acılı eş, "O bize sürekli 'ayağa kalkıp, bana yapılan vefasızlıkların hesabını soracağım. Kimin dost olup olmadığını geç de olsa anladım.' diyordu. Her şeyin farkındaydı. İnsanlara yardım etmeyi seven melek gibi bir insandı." açıklamasını yaptı. Oğlu 11 yaşındaki Can Türkgüven de "Babam şu an meleklerle birliktedir. Ama çok erken gitti." sözlerini sarf edip, duygusallaştı.

Vali İlhan Atış ve Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak da sanatçının eşine başsağlığı diledi. Kurtuluş'un Adana'nın simgesel sanatçılarından biri olduğunu hatırlatan Atış, "Biz kendisini çok seviyorduk. Çok iyi bir insandı. Ama Yüce Mevlamın rahmetine kavuştu. Takdir böyleymiş. Kendisini hep özleyeceğiz. Mekanı cennet olsun." dedi.

Adana'nın erken yaşta bir değerini kaybettiğine işaret eden Aytaç Durak ise "Hepimizin başı sağ olsun." ifadesini kullandı. Gazeteci Yüksel Evsen ise hastalığı döneminde sanatçı yararına düzenledikleri gecelere siyasi parti ve belediye başkanlarının gerekli desteği vermediğini söyledi. Evsen, hayattayken sanatçıya sahip çıkmayanların öldükten sonra onun adını bir park, cadde veya sokağa verilmesini doğru bulmadığını aktardı.

Öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazından sonra Türkgüven, Kabasakal Mezarlığı'nda dualar eşliğinde toprağa verildi.