Psikolog Ebru Özer Özkul, aldatılan kadınların fiziksel aldatmayı zaman zaman affedebildiğini, ancak duygusal aldatma durumunda genellikle ilişkisini ya da evliliğini sonlandırdığını söyledi. Özkul, erkeklerde ise durumun tam tersi olduğunu ifade etti.
Aldatılmak insanlarda duygusal travmaya neden olan, çoğu kez evliliklerin, ilişkilerin sonlanmasına yol açan üzücü bir durum. Peki kimler, neden aldatıyor? Aldatılan kişi nasıl bir psikolojiye giriyor? Psikolog Ebru Özer Özkul, aldatmanın sebepleri ve sonuçları konusunda önemli bilgiler verdi.
Psikolog Ebru Özer Özkul, kadınların fiziksel aldatmayı, bir gecelik ilişkileri zaman zaman tolere edebildiğini, ancak erkeğin duygusal aldatmasını affetmediğini kaydetti. Erkeklerde durumun tam tersi olduğu anlatan Özkul şunları söyledi:
“Erkeğin cinsel ilişkiye girmesi, fiziksel olarak aldatması bazı kadınlar tarafından affedilebilirken, erkeğin duygusal yönden aldatmasını hemen hiçbir kadın affetmiyor. Eğer erkek ‘aşık oldum’ diyorsa kadın bunu tolere etmiyor.’ Hata yaptım, bir gecelik bir şeydi, aslında seni seviyorum’ dediğinde ise affedebiliyor. ‘Aldattı ama ona bağlanmadıysa, bana bağlıysa ilişkimiz devam edebilir’ diye düşünüyor.
Erkeğin bakış açısından ise tam tersi durum söz konusu. Erkek duygusal yakınlaşmayı çok önemsemiyor. Cinsel birliktelik yaşayıp yaşamadığını soruyor. Sadece konuştuysa, mesajlaştıysa erkek affedilebiliyor.
Sadakatsizlik Nedir?
Ebru Özer Özkul, eşi ve partneri dururken, kişinin flörtöz ihtiyacınızı başka birinden karşılamak üzere motivasyonun olmasının sadakatsizlik olduğunu söyledi. Aldatmanın; flört etmek, sosyal medyadan yazışmak, duygusal ilişki yaşamak, cinsel ilişki kurmak gibi farklı şekillerde olabildiğini belirten Özkul, sadece evlilerde değil sevgili, nişanlı gibi diğer partner ilişkilerinde de bu durumların aldatmak olarak nitelendirildiğini ifade etti.
Psikolog Ebru Özer Özkul, aldatmanın sebepleri, sonuçları ve aldatılma sonrası psikolojik durumla ilgili şu bilgileri verdi:
Kadınlar ve Erkeklerin Aldatma Eğilimi Eşit
“Ülkemizde erkeklerin ve kadınların aldatma eğilimi birbirine eşit. Ancak aldatma eylemine baktığımızda erkeklerin daha dürtüsel oldukları için aldatma eylemini daha fazla yaptıkları görülüyor. Toplumsal bakış açısında kadının aldatması ile erkeğin aldatması arasında fark var. Ülkemizde ‘erkektir yapar’ gibi bir algı var ve erkeğin aldatması kimilerince normal karşılanıyor. Böyle çevrede büyüyen bazı erkekler de aldatmayı bir hak olarak görüyorlar. Kadınların aldatması ise asla hoş karşılanmıyor.
Kadınlar evlilik doyumu, ilişki tatmini aşağıda olduğunu hissettiğinde daha çok duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için aldatıyorlar. Erkek içinse arada duygusal bir bağ olması şart değil. Şartlar uygunsa ve hak görmeci bir bakış açısı varsa sadece fiziksel olarak cinselliğini yaşamak için aldatabiliyor.
Duygusal olarak bir şey hissetmese de aldatabiliyor. Erkekler daha dürtüseller ve dürtülerini kontrol etmekte daha zorlanıyorlar. Önce yapıp sonra düşünüyorlar. Dürtüsel kadınlar da var ama çoğunlukla duygusal tatmin amaçlı aldatıyorlar.
Aldatılan Kişi Affetmeli mi?
Bu kişilik yapısına, ilişkinin kalitesine, ilişkinin dinamiğine, evlilikten elde ettikleri doyuma, ilişkilerin giriftliğine göre değişen bir şey.
Bazen aldatma bir sinyal olarak algılanıyor ve ilişkinin düzelmesine vesile oluyor. İlişkiyi tamir etmeye, sürdürmeye motivasyonu olan çiftler için bu bir sinyal olarak algılanabiliyor. Bir şeylerin yanlış gittiğine dair bir farkındalık oluşuyor. Nerede hata yaptıklarına bakıp ilişkiyi başka bir formatta sürdürebiliyorlar.
Bazen de aldatma çok yaralayıcı, yaslı olabiliyor. Aldatılan kişi duygusal olarak bunu kaldıramayıp adeta bir insanın ölümü gibi algılayabiliyor ve yas sürecine girebiliyor. Kişi bu şekilde hissediyorsa aldatma ilişkiyi öldürüyor, bitiriyor. Ya o ilişkiyi daha farklı bir düzleme getiriyorsunuz ya da sonuç yıkım oluyor.
Aldatılan kişiyi suçlayarak bir yere varmak mümkün değil. Bu ilişkinin kurtarılmasını, ilerlemesini zorlaştıran bir durum. Kişinin ‘ Evet böyle bir şey benim başıma geldi, bunu yaşayan bir tek ben değilim, şimdi ne yapacağım? Ben evliliği daha iyi bir tarafa doğru çekmek mi istiyorum? Yoksa bu ilişkiyi bitirmek mi istiyorum?’ diye durum muhasebesi yapmasını öneriyoruz. İlişkinin dinamiklerine bakıp ya tamam ya devam demesi gerekiyor.
Eğer kişi kararsızsa, ya da bu durumu atlatıp ilişkisini daha iyi bir düzleme taşıma niyetindeyse, partneriyle veya bireysel olarak psikolojik destek almasını öneriyoruz. Uzman psikolog desteği, daha sağlıklı karar vermesini ve içinde bulunduğu olumsuz psikolojiyi daha çabuk atlatmasını sağlar.
“Affedeyim Ama Burnundan Getireyim” Anlayışı
Bazen aldatılan kişi o ilişkiden beslenmeyi sürdürmek için affediyor ama bir yandan da intikam almaya yönelik tavırlar içine giriyor. İlişkinin restorasyonu için adım atmayıp hep haklı pozisyonda kalmayı seçiyor. Özellikle aldatılan kadınlar böyle bir durumu tercih edebiliyor.
Kendisine evliliğinde avantaj sağlıyor. ‘Sen de bunu yapmadın mı?’ diye karşısındakini susturmaya çalışıyor, üstünlük kurma çabasında koz olarak kullanıyor. Bu hiç sağlıklı bir yaklaşım değil.
Eğer karşıdaki kendini çok haksız görüyorsa ve kendini suçluyorsa bu tür ilişkiler sağlıksız bir şekilde devam edebiliyor. Ama bu durumda birincil ilişkisinden beslenemeyen erkek yine aldatıyor. Baston ilişkiler kurarak hayatını sürdürüyor.
Bağlanma Modellerine Göre Aldatmaya Yatkınlık
Erkeklerde anti sosyal, dürtüsel, narsist özellikler taşıyan insanlar aldatmaya daha çok meyilli. Kadınlarda ise daha borderline, daha dürtüsel kişilik özelliklerine sahip olanlar aldatıyor.
John Bowlby’e göre insanların çocukluk deneyimlerine göre farklı ilişkiye bağlanma modelleri var. Bu bağlanma modelleri güvenli bağlanma, kaygılı-korkulu bağlanma, kaçınan bağlanma ve saplantılı bağlanma. Bu bağlanma modelleri de kişinin aldatmaya yatkın olup olmadığı konusunda ipucu veriyor.
Kaçınan bağlanma modeline sahip insanlar ilişkilerinde sınırlı temas kuruyorlar. Karşılarındakine güven duymuyorlar ve her an teyakkuzdalar. Bu nedenle evlilik beklentilerini karşılamakta zorlanıyorlar. Teslimiyetçi değil daha temkinli bir bağlanma şekilleri var. Bir türlü emin olamıyor, güven ortamı sağlayamıyorlar. Bu tür insanların aldatma eğilimleri var.
Kaygılı Korkulu bağlanma stilinde kişinin hem kendine hem de başkalarına yönelik olumsuz değerlendirmesi var. Hem kendine güvenmiyor hem de başkasına güvenmiyor. Hem kendinin hem de başkalarının sevilmeye layık olmadığı inancını taşıyor. Kişi yakın ilişkilerden kaçınıyor.
Saplantılı bağlanma stiline sahip kişiler kendilerine değersiz buluyorlar. Başkalarını değerli buluyorlar. Diğerleriyle yakın ilişki kurmaya çalışırken kabul görmek için yapışık tarzda hareket ettiklerinden karşındakini kendilerinden uzaklaştırabiliyorlar.
Kayıtsız bağlanma modelinde ise kendilerini sevilebilir bulup değerli görürken başkalarını değersiz görüp onlara karşı olumsuz tutum sergiliyorlar.
İdeali ise güvenli bağlanma modeli. Güvenli bağlanma modeline sahip insanlar bir insanla birlikteyken bir başkasına ihtiyaç duymuyor. Kendini seviyor, benlik saygısı yüksek, aynı zamanda karşındakine de değer veriyor. Başkalarına karşı duyarlı davranışlar sergiliyor.
Eşiniz ya da partneriniz sizi aldattıysa kendinizi suçlamanız haksızlık olur. Çünkü aldatma sizinle ilgili değil, aldatanın kişilik özellikleriyle, bağlanma modelleriyle ilgili bir durum. Yani bir kişi sizi aldatıyorsa sizden ötürü değil, o güvenli bağlanmayı ve güvenli ilişki modelini yaşayamadığı içindir.