Çukurova Sanayi İşletmelerindeki işçi çıkarılmalarını protesto etmek amacıyla kalabalık bir grup işçi tarafından düzenlenen yürüyüş dün  gerçekleşti.

"Eğitim Sen Sendikası önünden başlayıp Atatürk Anıtına kadar süren yürüyüş fabrikanın Basma Bölümünde çalışan Gaffur Pehlivan'ın basın açıklaması ile sürdürdü. 

Gaffur Pehlivan, açıklamasında şunları belirtti: Bizler Çukurova Sanayi ve Ticaret A.Ş.'de çalışan işçileriz. Çukurova Ticaret ve Sanayi A.Ş.'de 5 yıldan beridir ücretlerimiz, ikramiyelirimiz ve diğer sosyal haklarımız düzensiz olarak ödenmekteydi.

2002 yılının Ağustos ayından itibaren tam olarak olmasa bile ara dönemlerde maaşlarımız 8/1 oranında gecikmeli olarak ödendi. Kalan ücretlerimizin ödenmesi için ""Para olunca ödeyeceğiz"" diye sık sık söz verildi. Fakat verilen hiçbirsöz yerine getirilmedi.

Bundan dolayı da 6-7 aylık maaşlarımız ve kazanılmış sosyal haklarımız içeride alacak olarak kaldı. Bunların ödenmesi bir yana iş akitlerimiz fesedilerek, daha da mağdur edildik. İş akitlerimizin feshinden doğan ihbar tazminatı ve kıdem tazminatı haklarımızın ödenmesi  gerekirken hesaplanması dahi yapılmamıştır.

Fabrikaya iş akitlerimizin feshi için gittiğimizde, sadece ihbar tazminatlarımızın 2004 yılı Ekim ayı sonrası taksitlendirilerek ödeneceği söylendi. Bu kabul edilemez bir durumdur. 

Bugüne kadar ülkeyi yöneten hükümetler fedakarlığı sürekli olarak bizden istediler. Yaşanılan her ekonomik krizin faturasını biz işçilere ve emekçilere ödettiler. Ancak sermaye çevreleri bu dönemlerde hep daha da büyüyerek çıktılar, bankaları onlar hortumladı bizler çektik acısını. Kredileri onlar götürdü açlık bize düştü.

Bütçeden yatırıma, eğitime, sağlığa ayrılan paralar her geçen yıl daha da geriye çekildi. Bizler yoksulluğa mahkum edildik.  Dünyanın sayılı zenginleri arasında görünmekten büyük gurur duyan patronlarımız sıra bizim haklarımıza geldiğinde krizde olduklarını, acınacak halde olduklarını söylediler.

Bize sürekli ""Ne yapalım kriz var, çok kötü durumdayız, fabrikalarımız çalışamaz hale geldi gibi asılsız gerekçeler öne sürdüler"" ama şirketlerine, bankalarına ve bunların şubelerine yenilerini eklediler. Buradan Tarsus kamuoyuna seslenmek istiyoruz. Bu bizim sorunumuz değil diyenler unutmasın ki, bu sorun hepimizin sorunudur. Alacaklarını alamayan esnafında, ev sahibinin de, öğrencisini sürekli dertli ve üzüntülü gören öğretmeninde, yarın aynı sorunla yüz yüze gelecek olan diğer işçi arkadaşlarımızın da sorunudur. 

Biz bu sorunlardan dolayı çok ciddi acılar çektik ve çekiyoruz. Yarın aynı sorunları yaşamak istemiyorsak bizim bu haklı mücadelemize destek verin. Şu anda elektriğimiz, suyumuz, telefonumuz kesiliyor, oturduğumuz evlerden çıkartılıyoruz. Patronun bankaları, onlardan alacağımız olduğu halde bizleri icralık etti. Biz bütün bu mağduriyetlerimizin giderilmesi için hukuki mücadele başlattık.

Bu mücadelemiz sürecek ancak bununla beraber demokratik tepkilerimizi dile getirmek amacıyla her türlü mücadele yöntemini kullanacağız. Bu bizim en doğal hakkımızdır. İnanıyoruz ki emekçilerin birliği karşısında hiçbir güç duramaz. O nedenle hepimiz umutluyuz. Birlik olduğumuz sürece biz kazanacağız. 

Patronlarımızı son kez uyarıyoruz. Ya alacaklarımızı hemen ve bir defada ödeyin ya da bundan sonra doğacak gelişmelere hazırlıklı olun. Biz sizden sadaka değil haklarımızı istiyoruz. 

Biz güçlüyüz, gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz! 

Unutmayın ki Çukurova işçisi yalnız değildir! 

İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!