Tarsus'taki ''Gezi Parkı'' na Destek Eylemleri Sürüyor

Gezi Parkı’nda başlayıp tüm Türkiye’ye yayılan eylemler aralıksız devam ediyor.

Tarsus’ta da özellikle 1 Haziran Cumartesi günü başlayan eylemler, Pazar, Pazartesi, Salı ve bugün de devam etti.

Tarsus’taki eylemlerin buluşma noktası olan Yarenlik Alanı, özellikle akşamın ilk saatlerinde renkli görüntülere sahne alıyor.

Birçok partinin yanı sıra bazı demokratik kitle örgütlerinin de destek verdiği eylemlere, her hangi bir yere bağlı olmadan gelip tepkisini gösteren toplumun değişik kesimlerinden vatandaşlarda bulunuyor.

Gezi Parkı’nda ağaçların kesilmemesi için birkaç aktivistin başlattığı eylemler, farklı boyut kazanarak ülkenin geneline yayıldı.

Tarsus’ta hükümete karşı yapılan eylemlerde zaman zaman şarkılar söylenirken, demokratik kitle örgütlerinden şu mesajlar verildi:

“Taksim Gezi Parkı’nın Avm yapılmak istenmesine karşı başlatılan eylemler sürüyor. Yaşam alanlarına sahip çıkan halkın AKP’ye karşı öfkesi bütün yurdu sarmış durumdadır.

Demokratik tepkilerini göstermek isteyenlere polis azgınca saldırmaktadır . Neredeyse bütün ülke gaz bulutu altında kalmıştır. Gösterilerde hayatını kaybedenler ve yararlananlar olmuş ve yüzlerce gözaltı gerçekleşmiştir.

Bütün bu saldırılara karşı halk büyük bir direnç göstermektedir. Direnen emekçiler Taksim Meydanını tekrar özgürleştirmişlerdir.1 Mayıs’ın rövanşını emekçiler direnerek almışlardır. Direnen ve kazanan emekçilere selam olsun.

Başbakan, gösterilerin ağaç sevgisinden değil, ideolojik olduğu söylemektedir. Evet ideolojiktir. Yıllardır AKP nin sermaye ideolojisine , işsizlik ,yoksulluk ve baskı politikalarına karşı birikmiş öfkesini, halkımız sokağa taşımıştır.

Akp hükümeti,2002 den bu yana uyguladığı politikalarla bir avuç sermaye çevresi dışında bütün toplumsal kesimleri karşısına almıştır. Yanlış dış politikalarla komşu ülkelerle savaş notasına gelmiş durumdayız .

Bu yanlış dış politikalar, Reyhanlı’da 52 kişinin canına mal olmuştur. Geleceğimizi kuracak olan milyonlarca genç sınav sistemi ile geleceksizliğe itilmiştir. Sınav skandallarının sorumluları ortaya çıkarılmamıştır. Fabrikalarda , atölyelerde kölelik koşullarında çalıştırılan gençler yaşamlarını kaybetmektedirler.

Kadın cinayetleri yüzde 1400 artmıştır. Yasalar katilleri korumaktadır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi başbakan kadınların  kaç çocuk yapacağına bile karar vermektedir.

Asgari ücretin 750 lira olduğu ülkemizde çocuk yetiştirmenin nasıl olacağını  başbakan bilmiyor olamaz.”