Türkiye'deki Suriye Türkmenleri Bayırbucak Türkmen Cephesi kurdu

HATAY (AA) - Türkiye'deki Suriye Türkmenleri tarafından Bayırbucak Türkmen Cephesi adı altında siyasi ve kültürel oluşum kuruldu.

Bayırbucak Türkmen Cephesi Başkanı Muhammet Ceren, yazılı açıklamasında, Bayırbucak bölgesinin, Suriye’nin kuzeybatısında yer alan ve 4 nahiye ile 70 köyden oluşan bir bölge olduğunu kaydetti.

Bölgelerinin Akdeniz'e yaklaşık 40 kilometre kıyısı olan stratejik bir bölge olduğunu aktaran Ceren, "Bayırbucak Türkleri, Suriye’de 2011 yılında başlayan onur ve özgürlük mücadelesinde yer almışlardır. Tarih boyu Türk’ün karakteri değişmemiş, nitekim Bayırbucak Türkleri de 'Önce Vatan' demiştir. Ana vatan Türkiye’ye bin yıldır ön karakolluk görevini gururla üstlenen ve her daim ön cephede görev alan Bayırbucak Türkleri, 400’e aşkın gencini bu Türk yurdunu muhafaza etme uğruna şehit vermiştir." ifadelerini kullandı.

Bu oluşumun ilk temellerini 6 Ekim 2019'da attıklarını belirten Ceren, yönetim kadrosunu, eşitlik ve çoğulculuk ilkeleri ile istişare esasına dayalı olarak seçim yoluyla belirlediklerini vurguladı.

- "Suriye toplumunun ana unsuruyuz"

Bayırbucak Türklerinin birliğini sağlamayı amaçladıklarını bildiren Ceren, şunları kaydetti:

"Ata topraklarına geri dönüşümüzün önünü açmak, siyasi haklarını savunmak ve kültürlerini yaşatmak, dava ruhunu geri kazandırmak, meşru ve hukuki tüm yol ve araçlardan faydalanarak mücadele etmek amacıyla tüm halkımızı temsil edecek siyasi ve kültürel yapı olarak Bayırbucak Türkmen Cephesi'ni kurduk. Bizler, Suriye toplumunun ana unsuru olduğumuza inanmaktayız. Suriye Türkmenlerinin meşru temsilcisi olan Suriye Türkmen Meclisi ve diğer meşru muhalefet oluşumlarıyla işbirliği halinde Suriye halkının haklı taleplerinin karşılanması amacıyla mücadele etme kararlılığındayız."

Ceren, Bayırbucak Türkleri olarak Suriye’nin ulusal birliğini ve toprak bütünlüğünü savunduklarını belirterek, "Suriye Türklerinin yeni Suriye devletinin kuruluşunda asli kurucu unsur olarak yer almasını, Türk kimliğinin ve kültürel hakların anayasal güvence altına alınmasını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğünü talep ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.