İki ay önce internet sitemizde yaptığımız bir anket vardı. Anket sorusu ise şöyleydi; Sizce Tarsus logo olarak neyi kullanmalı? İdi. Ankete Cevap olarak, Cleopatra, Üzüm, Cezerye şıklarını koymuştuk. 780 Kişinin oy kullandığı anketimizde, 673 kişi Cleopatra Kapısına, 84 Kişi Cezerye'ye, 23 kişide Üzüm seçeneğine oy kullanmıştı.
Çok açık olarak görülüyor ki Tarsus'un logosu Cleopatra Kapısı olmalı. Bizim Cleopatra Kapısı gibi bir nimetimiz var ama bunu değerlendiremiyoruz. Dünyada Cleopatrayı tanımayan pek az insan vardır. Ama ne acıdır ki biz bunu kullanamıyoruz. Bu neye benziyor, elinizin altında altın madeni var, ama bunu işletemiyorsunuz.
Böyle bir tarihi eser başka bir ülkede olsa yılda 1 milyon yabancı ziyaret etmeye gider, ve o eser bulunduğu kente çok büyük bir döviz girdisi sağlar. Ama biz ne yapıyoruz böyle bir tarihi eserin yanına halı saha yapıyoruz, düğün salonu yapıyoruz. Öyleki gelen turistleri bile rahat bırakmıyoruz turistler rahat bir fotoğraf bile çekemiyorlar. Kleopatra Kapısının önünde bulunan ağaçlar bile tozdan bembeyaz olmuş durumda.
Biz elimizin altında bulunan servetin değerini bilmiyoruz, başka şehire ait olan Peri Bacalarının benzerlerini yapıp hizmet yapmış gibi övünüyoruz. Üstelik bahanemiz de hazır, Peri Bacalarını neden yaptınız sorusuna şöyle bir cevap geliyor; "Halkımız ören yerlerine gidemiyor bizde benzerlerini yapıp halkımızı bundan kurtardık", deniyor. Çanakkale'nin sahip çıkmadığına bir ton para sayıp Tarsus'a getiriyoruz, açıldığından beri kaç kişi ziyaret etmiş bir araştırın bakalım, yada şöyle soralım Tarsus halkının parasıyla yapılan bu gemi, ne kadar zamanda kendi kendine fit edecek?
Çanakkaleliler yapmışlar maketini, bir müze haline getirmişler resimler vs değerlendiriyorlar. Neyse ki Hilmi Dolaşmaz amcamızın dediği gibi Tarsus'ta sel olursa bizi kurtaracak bir gemimiz var. En korktuğum şey ise Ürgüp Belediye Başkanı da tutup Kleopatra Kapısının aynısı Ürgüp'e yaptırırsa o zaman vay halimize. Bakın Antalya'ya adamlar Kremlin Sarayının aynısı yapıp otel olarak turistlerin hizmetine açıyorlar biz ise peri bacası yapıp hizmete sunuyoruz, gerçi ne hizmeti verileceğini ben anlamadım ama neyse.
Adamlar bu sene içerisinde Amerikadaki Beyaz Saray'ın aynısını otel olarak Antalya'ya yapacaklar ve oval ofis diye bilinen ve tüm dünyanın bildiği bu ofisi kral dairesi olarak tasarlıyorlar. Adamlar buluyorlar, yaratıyorlar ve kazandırıyorlar.Sözün kısası elimizdeki nimeti değerlendiremiyoruz, sonra da neden şehrimize turist gelmiyor diye dövünüp duruyoruz.Not: Tarsus sahil bandı ve 11000 yataklı otel yapımı için ihale ilanı yapıldıktan sonra deniz tarafında ki arsalar kapatılmaya başlandı bunu da söylemeden geçmeyelim.